Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, bugün Meclis’te “Vatandaş geçim derdinde bizim hükümet külliye peşinde” başlığı altında bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayarak başlayan Özyiğit, TDP’de kadın milletvekili olmamasının burukluğunu hissettiğini ifade etti ve parti olarak ilk seçimde partiden kadın milletvekillerinin Meclis’e girmesi için çalışacaklarını söyledi.
Ülkenin her alanında kadın temsiliyetinin olduğunu ancak siyasette kadınların fazla yer alamadığı gerçeğinin ortada olduğuna işaret eden Özyiğit, bu konuda üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yapmaya devam edeceklerini kaydetti.
Bir yıl önce 9 Mart tarihinde Meclis kürsüsünden Covid-19 salgınıyla ilgili yaptığı konuşmasına atıfta bulunarak, tutanağı okuyan ve gerek dönemin Sağlık Bakanı Ali Pilli, gerekse de dönemin Başbakanı Ersin Tatar’ın ‘bu işi fazla abartmayın’ şeklindeki konuşmalarını hatırlatan Özyiğit, o günden bu güne her şeyin aynı olduğunu, ne söylerlerse söylesinler hükümetin bildiğini yaptığını söyledi.
Geçen yıl yaşanan kapanmanın dönemin UBP-HP hükümetinin 1 Temmuz kararı ve karantinasız giriş yönünde verdiği hatalı kararı nedeniyle bir işe yaramadığını ve ülkenin kısa dönemde yeniden vakalarla tanıştığını belirten Özyiğit, geçmişten ders alınarak yeniden açılmanın bir süre sonra yeniden kapanmamak için dikkatli yapılması gerektiğini ifade etti.
Konuşmasında Başbakan Ersan Saner’in Ankara’da imzaladığı KKTC-TC protokolüne de değinen Özyiğit, “Dayatma paketlerin” topluma hiçbir zaman hayırlı şeyler getirmediğini, Kıbrıs Türk toplumunun zaman içinde üretimden koparıldığını ifade etti.
Özyiğit, Başbakan’ın imzaladığı protokolün içeriğini ertesi gün sorduklarında Başbakan Yardımcısının bile bilmediğinin ortaya çıktığını kaydeden Özyiğit, iç meselelerin protokolde yer almaması gerektiğini kaydetti.
Protokolün içeriğinin çözümsüzlüğün sürdüğü bir ortamda “alt yönetim” olgusunun güçlendirilmesine yönelik olduğuna dikkat çeken Özyiğit, Kıbrıs Türk toplumunun, sendikaların susturulmaya, toplumun dönüştürülmeye çalışıldığını vurguladı.
Protokolde özel sektöre gerçek anlamda destek olmadığını da belirterek, özel sektöre bu zamanda destek vermeyeceksiniz de ne zaman vereceksiniz? diye soran Özyiğit, faiz destekli kredilerin yanlış olduğunu kaydetti. Özyiğit, anlaşmanın özel sektör, turizm, esnaf ve zanaatkarların sorunlarını çözmekten çok uzakta olduğunu kaydetti.
“Cumhurbaşkanlığı Sarayı” yapılması için ayrılan kaynağı da eleştiren Cemal Özyiğit, “Millet evine ekmek götüremezken hükümetin derdi saray” olduğunu söyledi. Binlerce işyerinin kapandığı, on binlerce kişinin işsiz kaldığı, esnafın ciddi sıkıntılar çektiği, 1500 TL için 57 bini aşkın kişinin başvuru yaptığı bir dönemde dahi, yeni Cumhurbaşkanı Sarayı yapmak için 14 Milyon TL ayrılmasının hükümetin önceliğinin toplumun sorunları olmadığının göstergesi olduğunu belirten Özyiğit, “Vatandaş geçim derdinde, hükümet ise Külliye peşinde” dedi.
Anlaşmada devlet okullarının bakım ve onarımı için toplam 20 milyon TL kaynak ayrılırken, Maarif Vakfı Girne-Ozanköy Eğitim Kampüsü Projesi için 5 milyon TL ayrıldığını belirten Özyiğit, ülkede acil okul ihtiyacı olduğunu, ancak maarif anaokullarına değil devlet okullarına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Ana dili Türkçe olmayan ülkelerde ağırlıklı olarak Türkçe öğreten Maarif Okulları’nın burada açılmasının anlamlı olmadığını belirten Özyiğit, “Yoksa niyet başka mıdır?” diye sordu.
Add Comment