Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Dr. Suphi Hüdaoğlu, Başbakan Ömer Kalyoncu’nun ‘ekonomik protokolün bir şekilde imzalanacağı, bunun için Türkiye’nin elektrik ve yargı ile ilgili talepleri olduğunu, bunun da Türkiyeli yetkililerle görüşüleceğini söylemini ‘ürkütücü’ ve ‘kabul edilemez’ olarak niteledi.
Bu durumun, İrsen Küçük’ün başbakan olduğu dönemde yaşanan “Maaş” olayının boyutunu aştığına dikkat çeken Hüdaoğlu, TC’li yetkililer ile Başbakan Kalyoncu’nun bazı eksiklikleri olsa da, Türkiye’deki yargı sisteminden çok daha iyi durumda olan yargı sistemimizi değiştirme yetkisine sahip olmadığını belirtti. Suphi Hüdaoğlu, Başbakan Kalyoncu’ya yönelik şu öneride bulundu: “Sn. Başbakan eğer gerçekten yargı sistemimize katkı koymak istiyorsanız, yapmanız gereken Kıbrıs Türk yargısının tüm paydaşları ile biraraya gelerek, alınacak ortak kararlara hükümet olarak katkı yapmanızdır.”
“Göç Yasası’ndaki ısrar yetişmiş gençlerimizi göçe zorluyor”
Açıklamasında “Göç Yasası” diye bilinen Kamu Görevlilerinin Maaş Ücret ve Ek Ödeneklerini Düzenleyen Yasa’nın yarattığı olumsuzluklara da değinen Hüdaoğlu, bu yasanın ülkeye önemli katkılar yapabilecek gençleri göç etmeye zorladığını vurguladı. Devlet çalışanlarının maaşlarını yasayla azaltarak özel sektöre yönlendirmek gibi yanlış bir düşünceyle uygulamaya konan ve refahta değil, sefalette eşitliği sağlayan Göç Yasası’nda ısrar edilmesinin olumsuz etkilerinin giderek arttığını belirten Hüdaoğlu, diğer alanlarda olduğu gibi genç hekimlerin de göçe zorlandıklarını ifade etti. Genç hekimler ve tüm göç yasası mağdurlarının haklı mücadelelerine sonuna kadar destek verdiklerini ifade eden Hüdaoğlu, gençlerin içine düşürüldükleri durumun esas sorumlularının, yasayı geçiren ve ısrarla değiştirmeyen hükümet partileri olduğuna dikkat çekti.
TDP olarak özel sektör ile kamu çalışanları arasındaki özlük hakları ve maaş farklarının eşitlenebilmesi gerektiğini, bu yönde de mücadele verdiklerini anımsatan Hüdaoğlu, “Bunun için de özel sektörde örgütlenme ve sendikalaşmanın mümkün kılınması büyük önem arz etmektedir” dedi. Hüdaoğlu, Devletin, özel sektör yatırımcılarının rekabet edebilme, bürokratik engellerden arınma, maliyetlerin gereksiz artmasına izin verilmemesi gibi önlemler alması gerektiğini de ifade etti.
-Nevruz ve Terör Tartışmaları-
Nevruz ve terör tartışmalarına da değinen Hüdaoğlu, terörün birçok sebebinin olduğu bilinmekle birlikte, en önemli sebeplerinden birinin gruplar arası diyalog eksikliğinden kaynaklanan kutuplaşma olduğunu belirtti. “Bizden’ olmayanları potansiyel düşman olarak görerek kutuplaşmaya başladığımızda, liderlerin görevi bu kutuplaşmayı gidermek, ötekileşmeyi engellemektir” diyen Hüdaoğlu, bazı sivil toplum örgütü mensuplarının Nevruz etkinliğine katılan siyasileri eleştirmelerinin, tüm Kürt ve tüm Alevileri terör örgütü üyesi sandıklarının göstergesi olduğunu belirterek, bu yanlıştan kurtulmak için her kesimin daha akılcı düşüncelerle olayları anlamaya çalışması gerektiğini kaydetti.
Add Comment