Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Dr. Halil Hızal, özellikle son günlerde yeni vaka çıkmamasının sevindirici olmakla beraber, bu durumun kesinlikle erken rehavete yol açmaması gerektiği, aksi takdirde bunun tüm topluma pahalıya mal olabileceği uyarısında bulundu. Ülkedeki herkesin pek tabii ki en erken zamanda normalleşe sürecinin başlamasını istediğini ancak bu konuda çok dikkatli olunması gerektiğini kaydeden Hızal, açılım kararlarının da mutlaka bilimsel temele dayandırılması gerektiğini ifade etti.
Normalleşme için temel bulaşıcılık ve üreme katsayısının (RO değerinin) mutlaka 1’in altına düşmesi gerektiğini, ancak şu an 2 olduğunu belirten Hızal, nüfus başına test oranının yetersiz olduğunu, bunun zaten hükümet yetkilileri tarafından da dile getirildiğini kaydetti ve sağlıklı oranlara ulaşılması için de test sayısının artırılması gerektiğini vurguladı.
TDP Genel Sekreteri Dr. Halil Hızal yaptığı açıklamada başta koronavirüs olmak üzere gündemdeki konulara yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Hükümetin açılım konusunda çalışma yaptığını, dün Başbakan Tatar’ın Ekonomik ve Mesleki Örgütleriyle toplantı gerçekleştirdiğini, bugün de Bilim Kurulu’nun toplandığını anımsatan Hızal, Başbakan’ın hükümet olarak 4 Mayıs’tan itibaren açılımı başlatma düşüncesinde olduklarını açıkladığını belirterek, Bilim Kurulu’nun bu konudaki görüşünün kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini kaydetti. İş yerlerinin uzun süredir kapalı olmasının yarattığı olumsuz etkilerin farkında olduklarını ancak her zaman için ‘önce sağlık’ dediklerini belirten Hızal, ekonomik anlamda sıkıntıda olsa da hükümetin de bu düşünce ile hareket edeceğine inanç belirtti.
“İlk günlerde işin ciddiyeti anlaşılmadı”
Konuşmasında süreçle ve alınan kararlarla ilgili de değerlendirmede bulunan Hızal, Virüs’ün aylar öncesinde gündeme geldiğinde dünyada ve ülkemizde bazı siyasilerin olayı ciddiye almadığını, hatta Başbakan Tatar’ın ‘Bu İşi bu kadar abartmayın’ dediğini, bu anlayışın ilk başlarda alınan kararlara da yansıdığını anımsattı. Hızal, “Devlet bu işi anlamakta çok geç kaldı. Avrupa karantinaya başladığında o dönemlerde biz oralardan turist getirmeye devam ettik” dedi.
O günlerde ‘Asla sokağa çıkma yasağı ilan etmeyeceğiz” de dendiğini, ancak işin ciddiyetinin anlaşılmasının ardından gecikmeli de olsa kararların alındığını aktaran Hızal, alınan kararların olumlu bulmakla beraber, TDP olarak ilk günden itibaren sağlık alanında olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini savunduklarını, bu düşünceyi de kamuoyuyla, Cumhurbaşkanı başta olmak üzere diğer yetkililerle de paylaştıklarını söyledi. Hızal; “Biz öyle inanıyoruz ki, Sn. Cumhurbaşkanı’nın ODUR önerisi kabul edilseydi, yani iki haftalığına daha kapalı ve izole yaşamış olsaydık, bugün tablonun çok daha net olacağı inancındayız. Bakın bugün halen durumun ne olduğunu, belirsizliğin ne kadar süreceğini kimse bilmiyor” dedi.
“Test Sayısı artırılmalı”
Ülkemizde şu andaki test sayısının yeterli olmadığını, hükümetin de zaten test sayısını artırmak için çalışmalar yaptığını, ancak belirli kesimler tarafından testler konusunda halka güvensizlik aşılanmasının da doğru olmadığını belirten Hızal, %30 sempton göstermeyen, %55 ise hafif sempton gösteren vakalar olabileceğini kaydetti. Hızlıca tüm sağlık, market, belediye ve basın çalışanlarına PCR testi yapılması gerektiğini belirten Hızal, sağlıklı ve doyurucu verilere ulaşmak için PCR testi sayısının günlük şu an yapılanın en az 2 katı olması gerektiğini de söyledi.
Add Comment