Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) milletvekili Zeki Çeler, parti olarak en temel hedef ve önceliklerinden birinin, yıllar içerisinde kamu ile özel arasında oluşturulan ekonomik uçurumun, özel sektör çalışanlarının hakları iyileştirilerek kapatılması olduğunu belirterek, 4’lü koalisyon hükümeti döneminde bu yönde projeler üreterek, kararlar aldıklarını belirtti. Çeler, bu amaç doğrultusunda mücadele verirken, bu yönde atılan adımların, ortaya konan görüşlerin her zaman destekçisi olduklarını kaydetti, Sendikal Platform tarafından bu anlamda bugün asgari ücretle ilgili gerçekleştirilen eylemi selamladıklarını kaydetti.
Çeler, kamuda örgütlü sendikaların, özel sektör çalışanlarının haklarının korunup geliştirilmesi adına yaptıkları bu eylemin, kamu ile özel sektör arasında oluşturulmaya çalışılan negatif algının ortadan kaldırılması adına önemli ve anlamlı olduğunu vurguladı.
Çeler geçmişte belirli amaçlar uğruna kamu ile özel sektör çalışanlarını birbirine düşürmeye çalışan, özel sektör çalışanlarını ötekileştiren ve çalışanların geleceklerinin patronların iki dudağı arasında olmasına göz yumarak bir anlamda destek veren zihniyetlerin tersine, 4’lü koalisyon hükümeti döneminde Bakanlık olarak özel sektörün haklarını iyileştirmek adına projeler ürettiklerini, işçinin emekçinin yanında olmaya çalıştıklarını belirterek, “Umarız eski zihniyet yeniden hakim olmaz ve işçinin emekçinin yanında olan anlayış devam eder” dedi.
“Yeni asgari ücret seçim yasaklarından önce belirlenmeli”
TDP Milletvekili Zeki Çeler, yeni asgari ücretin en erken zamanda kararlaştırılarak, ‘Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle başlayacak seçim yasaklarına kadar belirlenmeyecek’ yönündeki endişelerin ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti. Hükümet ile ilgili bakanlığın asgari ücreti %4-5 oranında artırıp, diğer yandan da ek olarak İstihdam Destek Merkezi (İDM) fonundan çalışanlara 200-300 Türk Lirası verme düşüncesinde olduğunu anımsatan Çeler, kendi dönemlerinde de böyle bir çalışma olduğunu, hatta rakamın 750 TL olarak düşünüldüğünü ancak kendilerinin bu uygulamanın mutlaka Toplu İş Sözleşmesi ile desteklenmesini öngördüklerini, aksi takdirde yapılan desteğin hem fonun amacına hizmet etmeyeceği, hem de sürdürülebilir olmayacağı uyarısında bulundu.
Sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi ile oto kontrolün sağlanmasının şart olduğunu belirten Çeler, “Bilinmelidir ki, işçinin, çalışanın hakkını korumanın en doğru yolu özelde sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesinden geçmektedir” dedi.
Oto kontrol sistemi olmamasının çeşitli sıkıntıları da beraberinde getireceğini, işçinin hakkının korunup korunmadığının belirlenemeyeceğini söyleyen Çeler şunları kaydetti: “Bazı işverenler ‘çalışanlara ödenecek 200-300 TL’yi devlet nasıl olsa size verir, ekonomik sıkıntı var, dolayısı ile ben maaşınızdan kesiyorum” diyebilecek, oto kontrol olmadığı için de bunların tespitleri zorlaşacak, bu ve benzeri suistimaller de önlenemeyecek.
Add Comment