Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, bugün Meclis’te Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülmesi sırasında değerlendirmelerde bulundu.
Özyiğit, ülkenin ihtiyacının başkanlık sistemine geçiş değil, müdahalelerle yara alan demokratik sistemin yaralardan arındırılması ve parlamenter demokrasinin tam anlamıyla işlerlik kazanması olduğunu söyledi.
Ekim ayında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerine açık ve aleni müdahaleler yapıldığını anımsatan Özyiğit, Ersin Tatar’ın “ucu Ankara’da en üst makama kadar uzanan bir şekilde seçtirildiğini” ifade etti. ‘Müdahale olduğunu söyleyenler’ ve ‘müdahaleye uğradığını söyleyenlerin’, “müdahale araştırılsın” dendiğinde yan çizdiğine dikkat çeken Özyiğit, “Ülkenin iradesine açık ve aleni müdahale edildi. Bunu herkes gördü ancak bu müdahalelerin soruşturulması Meclis’te parmak hesabıyla reddedildi” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından müdahalelerin UBP başkanlık seçimleri ile Meclis Başkanlığı seçimlerinde de sürdüğünü belirten Özyiğit, “Müdahalelerin yok sayılmaya devam etmesi halinde memurların atanmasına kadar ineceği” endişesini taşıdığını belirterek, “TDP olarak halkın iradesine karşı gerçekleştirilen bu saldırıyı reddediyoruz. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.
Özyiğit, Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilip, Başbakanlıktan ayrılırken yerine vekalet vermemesinin ülkede kaos ve karmaşaya neden olduğunu, ülkenin 2 ay hükümetsiz kalmasının nedenlerinin başında da bunun geldiğini kaydetti.
Kıbrıs sorununa da değinen Özyiğit, “Kıbrıs konusunda iki devletli çözümün olabileceğini varsaymanın, ölü gözünden yaş beklemek anlamına geleceğini kaydetti.
Özyiğit, iki devletli çözüm gündeme getirilerek, tribünlere hitap edildiğini ancak bu yapılırken de alt yönetim olgusunun pekiştirildiğini kaydetti. Federasyonun Türk tezi olduğunu söyleyen Özyiğit, 1977-79 Anlaşmalarında imza altına alınan bir tez olduğunu, 11 Şubat 2014 Ortak Belgesi ile de yetki ve artık yetki devirlerinin kayıt altına alındığını belirtti. “Kritik eşikteyiz” diyen Özyiğit, yakın gelecekte yapılması planlanan beşli konferansta iki devletli çözümü savunmanın, Rum tarafının Türklerin “uzlaşmaz taraf olduğu tezini” onaylatma özelliği taşıyacağı uyarısında bulundu.
Beşli konferansa tutarlı bir yaklaşımla gidilmesi gerektiğini dile getiren Özyiğit, aksi halde topluma çok şeyler kaybettirileceğini dile getirdi.
Son Berlin Zirvesi’nde de Kıbrıs Türk Halkının hassasiyetleri üzerinden önemli bir metin ortaya çıktığını her iki tarafın da onay verdiği metin, iki bölgeli, iki toplumlu federal çözümü net bir şekilde teyit ederken, siyasi eşitlik, kararlara etkin katılım, dönüşümlü başkanlık gibi önemli hususları da içerdiğini belirten Özyiğit, BM parametrelerini terk etmenin çok ciddi bir hata olacağını kaydetti. Özyiğit, gelinen aşamada yapılması gerekenin macera içeren başka yollara sapmak değil, doğru ve haklı olduğumuz tutumu kararlılıkla sürdürmek olduğunu vurguladı.
Maraş’ın açılmasının “seçim döneminde müdahalelerin bir parçası olduğunu” anımsatan Özyiğit, Maraş konusunda BM ile çatışma durumuna gelmeden ve uluslararası hukuk içinde kalarak adımlar atılması gerekliliğini vurguladı. Özyiğit, Maraş’ın çözümün önünde engel olacak şekilde değil, çözüme yardımcı olacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Rum tarafının Maraş’a karşılık Ercan Havalimanı ve Mağusa Limanı’nın açılmasını önerdiğini, bunlardan Kıbrıs Türk tarafının nasıl kazançlı çıkacağını tartışmak gerektiğini dile getiren Özyiğit, teklifin değerlendirilmeden ret edilmesinin doğru olmadığını söyledi.
Kayıp Şahıslar Komitesi’ne ilişkin atamaların Cumhurbaşkanlığı tarafından yapıldığına işaret eden Özyiğit, “Cumhurbaşkanı Tatar’ın göreve geldikten sonra ilk yaptığı işin başarılı çalışmalarda bulunan Gülden Plümer Küçük ve ekibini dağıtmak olduğunu” söyleyerek, birilerinin bu ekibin niye değiştirildiğini topluma anlatması gerektiğini ifade etti. Özyiğit, “Kayıp şahısları bulmalarından mı rahatsız oldunuz? Dünyada kabul gören başarıları olan bir ekibin nesinden rahatsız oldunuz da ilk iş onları görevden aldınız? Bu ekibin görevden alınması kabul edilebilir değildir” dedi.
Add Comment